Friday, July 9, 2010

GUTİ


Bir Real Madrid efsanesi.


Dünyanın neresinde olursa olsun bir futbolsever geçtiğimiz sezonu düşünerek gözlerini kapasa, tuttuğu takımın yaşattığı heyecanları bir kenara bıraksa sadece ama sadece futbolu düşünse aklına ne gelir? Evet tamam, ilk aklına gelen İsim Messi olur. Messi'nin geçirdiği harika sezon... eyvallah.


Messi'yi bir kenara bırakırsak geçen sene itibariyle dünyada futbol severleri heyecanlandıran, büyüleyen üç hareket oldu. Anlata anlata bitirilemeyecek cinsten üç hareket... Zlatan İbrahimoviç'in sırtıyla Messi'ye verdiği pas, Didier Drogba'nın Stoke maçında topuğuyla yaptığı kontrol, Guti'nin Deportivo maçında kaleciyle karşı karşıya kaldığı sırada Benzema'ya verdiği pas...


Şimdi bu listeden biri geliyor, İstanbul'a bir futbol sanatçısı geliyor, İstanbul 2010 avrupa kültür başkenti kapsamında transfer yapıldı denilse yeridir. Öyle değişik, öyle özel bir adam. Futbol zekası, top tekniği, oyunu okuyuşu eşsiz.


Yaşı bir ehemmiyet arzetmiyor zira Guti gibi oyuncuların, gibi dediğime bakmayın üç beş tanedir hepi topu, performansları yaşlarıyla ilintili değildir. Oyunları; fizik güç, kondüsyon, atletik yetenekler gibi yaş ile değişen özelliklere bağlı değildir. Futbol oynama iştahlarını korumaları elzemdir, Guti'nin canı futbol oynamak istiyorsa, isterse muazzam performans gösterir.


Hem neden oynamak istemesin? İnönü'de ölüyü diriltecek bir futbol seyircisi, Beşiktaş taraftarı var. Üstelik onlar da yıllardır, Sergen Yalçın'dan beri, böyle bir futbol ustasının hasretini çekiyorlar.


Varlığı, bir futbol maçını izlemek için yeterli sebeptir.