Yardımcısının; dağ gibi adamı ne hale getirdiler bakışısından da anlaşıldığı üzere hakem iyi bir maç yönetmedi.
Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşelidir. Hakemler aman evladım modelinde idare etmeye çalışınca maçlar çığırından çıkıyor lakin asıl suçlu hakemler değil.
Howard Webb kötü bir hakem olmadığı gibi dünya kupası finali verilmesini hakedecek kadar iyi bir hakem ama olmadı finali iyi yönetemedi. Sebebi çok açık; hakemleri baskı altına alanlar aslında oyuncular, teknik adamlar ya da taraftarlar değil kendi üst kurulları, futbolun patronları etki altına alıyor. Aman maçın önüne geçme parolasıyla; kırmızı kart göstermemek için elinden geleni yap, tartışmalı bir pozisyonsa penaltı verme. Webb kendi amirlerinin baskısıyla başa çıkamadı. İşin kötüsü biz bile duruma uyandığımız için futbolcular da bu durumu farkediyor ve sonuna kadar sömürüyorlar. Emre ile Van Bommel'in bu kadar maçı kartsız geçirmesi tesadüf olamayacağı gibi final maçında De Jong'un pozisyonunda kırmızı kart gösterememesi yahut Villa'ya yapılan müdahaleye japon hakem uyarısıyla kart göstreceği zaman çaktırmadan Heitinga'nın formasını bakıp bir süre sonra Heitinga'yı yanına çekip kart göstermesi... Hakemler aman sakin dedikçe futbolcular hakemin durumunu görüp coşuyorlar.
Dünya kupası sonunda herkes gereken dersi almalı; hakem kurulları, federasyonlar, fifa, uefa...