Wednesday, June 9, 2010

garrincha-dunga-ronaldinho

dunga, brezilya futbolunun dönüm noktasıdır. brezilya futbolu ikiye ayrılır. dunga'dan önce, dunga'dan sonra. bu ayrımın nedeni teknik adam dunga'dan önce oyuncu dunga'dır.

1950-1970 arası brezilya ve dünya futbolu

bildiğimiz güce, tempoya, fizik kalite, taktik disipline, kondüsyona dayalı futbol yani modern futbol henüz piyasada yoktu. hal böyle olunca daha yetenekli olanlar maçları kazanıyordu ve yetenek denilince akla ilk gelenler brezilyalılar oluyordu. can bartu'nun beraber yıllarca oynadığı sağ beki maç içinde pek görüşmedikleri için tanımadığı yıllardan bahsediyorum. bu dönem brezilya dünya kupalarını domine etti. üç kupa kazandı. son kazandığı finalde italya'yı yendikleri 1970 dünya kupasıydı. italya brezilya final oynuyor ve brezilya dört çekiyordu.

brezilya en yetenekli takımdı ve kazanmak için yetenekli olmak yetiyordu. (aman 54 dünya kupasının en yetenekli takımı olan macaristan duymasın) devir yetenekli oyuncuların devriydi. en iyi oyuncular alt alta yazılır ve bir on bir oluşturulurdu. garrincha, didi, vava, pele hatta pele'nin yedeği amarildo...
sonuç; 12 senede kazanılan üç dünya kupası.
1970-1994 arası brezilya ve dünya futbolu

beyaz adamın barutu bulması ve mertliğin bozulması gibi bir gelişme yaşandı. iş yeteneğe kalırsa brezilya'ye yenemeyeceğini anlayan ve futbola başka gözlerle bakmaya başlayan avrupalılar modern futbola ilk adımı attılar. almanlar taktik disiplin, fizik kondüsyon konusunda ilerlerken dünya hollanda sayesinde total futbol ile tanıştı. belirli bir sistem dahilinde sahaya yayılan ve bir bütün halinde hareket bir futbol takımı oldular. brezilya ise hala 70 öncesindeki dönemdeymiş gibi hareket etmeye devam ediyordu. pele'nin ve bazı ünlü futbolcuların da yer aldığı zafer kaçış filminde takım arkadaşları taktik konusunda konuşurken pele'nin topu bana verin ve ben herkesi çalımlayıp gol atayım hareketini hatırlayın. brezilya meseleye öyle yaklaşmaya devam ediyordu oysa işler değişmişti.




1982 dünya kupası bu durumu çok net ifade etti. futbol otoriterlerine göre tarihin en yetenekli brezilya kadrosu başarısız olurken kupayı italya kazanıyordu. hani 12 sene önce brezilya'dan 4 yiyen italya. hani galip gelemeden gruptan çıkan italya. en yeteneklilerin kazandığı devir kapanmıştı artık, modern futbol vardı. socrates, eder, falcao, serginho, zico gibi devrinin en yetenekli oyuncuları bir araya gelmişti fakat elleri bomboş yüreklerinde bir sızıyla ülkelerine döndüler. hala en yetenekli onlardı ama artık yetenek tek başına yeterli olmuyordu.

madem öyle 86 dünya kupasını neden arjantin kazandı diyen olabilir. hatırlatalım. o arjantin bir savunma takımıydı. takım halinde katı ve disiplinli savunma yapan hücum için maradona'nın sırtına binen bir takımdı. şanslarına dünya tarihinin en iyi oyuncusu ellerindeydi.

1990 brezilya için bardağı taşıran dünya kupası oldu. yine bir yetenek ve hücum takımı olarak katıldılar ve arjantin'e 1-0 yenilerek elendiler. doksan dakika sadece defans yapan arjantin, maradona'nın bir pası, canijya'nın bir koşusu ile maçı aldı kaçtı.

artık brezilya milli takımı yapılırken en yetenekli oyuncular alt alta yazılmayacaktı. 12 senede kazanılan üç şampiyonluktan bu yana 20 yıl geçmişti.

1994 brezilya ve değişim zamanı; kaptan carlos dunga.



dunga, on yaş genç olsaydı bırakın brezilya milli takımının kaptanı olmasını brezilya milli takımının seçildiği oyuncu havuzuna bile giremezdi. 1982 kadrosu için akla bile gelmezdi. alex de souza yetmişli yıllarda futbol oynuyor olsaydı efsane olurdu deniyor ya dunga oynasaydı ek iş olarak kasaplık yapardı. futboldan para dahi kazanamazdı.






oysa brezilya kaybetmekten bıkmıştı artık sadece kazanmak istiyorlardı. takımın başına carlos alberto parreira getirildi. parreira, dörtlü sağlam bir defans önlerinde bir ön libero ile önce gol yememeyi hedefleyen nasılsa yetenekli forvet oyuncularımız bir şekilde gol atar diye düşünen bir takım kurdu. futbolcu dunga, o takımın kaptanı ve omurgasıydı. o zamana kadar bir brezilya takımında ön libero pozisyonunun olacağını düşünmek kulağa delice gelirken artık takım, o pozisyonun üzerine kuruluydu.




ve evet brezilya tekrar dünya şampiyonuydu. modern futbol yetenek ile birleşti. finalde kimi yendiler dersiniz? elbette italya, yenemeseler de yenilmemeyi öğrenmişlerdi.



1998 dünya kupası



bu dünya kupası brezilya açısından iki özel duruma sahne oldu. birincisi daha iyi bir taktik ile sahaya yayılan fransa rakipleri olmuştu. daha iyi derken bir yerine iki ön libero kullanıyorlardı. ve daha önemli olan; izlediğim en iyi forvet oyuncusu olan ronaldo; o baskıyı kaldıramamıştı. brezilya halkı için dünya kupasını kazanmak doğal sonuçtur ve bunu beklerler. ronaldo başaramadı ve sonrasında kariyeri asla aynı seviyeye gelemedi.
2002 dünya kupası


brezilya başarılı olurken takımda iki ön libero olduğunu söylememe gerek var mı?




2006 dünya kupası-brezilya ve sonrası




2006 dünya kupasının ağır favorisi breziya idi. ronaldinho en iyi zamanını yaşıyordu, takım yıldızlar topluluğuydu ve elleri boş kaldı. yıldızlara dayalı sistem işe yaramadı. büyük bir hayal kırıklığı yaşanıyordu.




o kupayı kazanan italya olmuştu. yine italya yine değişim ha. bunun üzerine brezilya 1994 dünya kupasını hatırladı. o takımın kaptanı olan dunga'ya sınırsız yetki verilerek eti senin kemiği bizim, istediğini al, istemediğini alma, ne yaparsan yap bize kupayı getir dendi.





2010 dünya kupası kadrosu


dunga'yı, geçmişini, oyunculuğunu ve kazanma isteğini düşününce çok da şaşırtmadı. çift ön libero için uygun adamlar; gilberto silva, kleberson, melo üçlüsünden ikisi. top rakipteyken alan savunması yapabilen topa sahipken elli metre tek top atabilen, oyunu süratlendiren bir oyuncu; elano. zaten ilk on biri yaparken alves'e göre maicon'u tercih etmesi de çok şey anlatıyor. ronaldinho, adriano gibi oyuncuları tercih etmeme sebebi malumunuz, yetenekliler ama taktik disiplin içinde olmaları, dunga sistemine uyum sağlamaları, tempoyu kaldırmaları zor . pato tercihi şaşırtıcı ama grafite ve fabiano gibi pivot santrafor özelliği olan oyuncuları tercih etmesi bize ipucu veriyor. bana kalsa kadroya alır hiç değilse işler sıkışınca oyuna alırdım ama belki de takım sahada oynarken sürekli kulübedeki yedeğin gündeme gelmesinden hoşlanmayan biridir. 2006 kupasındaki yıldız düzeninden tekrar takım düzenine geçiliyor.



brezilya bu dünya kupasında en iyi takım, en güzel futbol oynayan takım, en yetenekli oyuncuların olduğu takım olarak anılmak istemiyor istedikleri; dünya kupasını kazanan takım olarak anılmak. kulübedeki ismin bize söylediği bu.