Sezon başından beri hakiki los galacticos üyelerinden birini ligimizde seyredebiliyoruz. Üstelik ülkemize gelen bir önceki los galacticos üyesine kıyasla farklı bir amaç için geldiği ortada; Guti, Roberto Carlos gibi paraları saymak, emekliliğinin tadını çıkarmak yerine top oynamaya gelmiş. Oynuyor. Oyunu yönlendirmek ne demek? Pas nasıl verilir? Verimli pas ne demektir? Yıldız oyuncu kime denir? gibi sorulara şekil çizerek cevap veriyor. Hal böyle olunca süper ligde Guti'nin sakatlığı La liga'da Messi'nin sakatlığına tekabül ediyor çünkü Guti'nin yaptığın yapan bir oyuncu ülkede yok.
Trabzonspor-Beşiktaş maçındaki en önemli kareler hep Guti'nin olduğu karelerdi. Gol pozisyonlarını, güzel hareketleri, kırmızı kartı bir kenara bırakın, maçın en dikkat çekici anları şöyleydi; top Guti'nin ayağına geliyor, Guti'nin yanına bir trabzonspor oyuncusu geliyor ve topla karışık Guti'ye sallamaya başlıyor, allah ne verdiyse hesabı, topa bir Guti'ye iki. Guti ilk aldığı darbeye aldırış etmiyor ama seri şekilde yapıldığını görünce kafasını kaldırıp hakeme bakıyor ve hakem Guti baktığı zaman faul çalıyor. Bu arada Guti bakarken dahi alttan çalışmaların devam ettiğini belirteyim. Özellikle ikinci yarıda bir noktadan sonra hakem hep aynı şekilde düdüğünü çaldı; Guti hakeme baktı, hakem düdük çaldı. Guti'nin bakmasının sebebi; rakibinin futbol oyun kuralları dışında ve hakemin üç metre önünde sanki mücadele ediyormuş gibi rahat bir şekilde bileklere çalışmasıydı. Guti; ne oluyoruz hoca? hesabı hakeme bakınca hakem lütfedip düdüğünü çalıyordu. Rakip oyuncuya bir uyarı yahut sarı kat, elbette yok.
İlk yarıda Guti, topa ceza sahasından çıkarken Egemen Korkmaz, arkasından müdahale yaptı, direkt Guti'ye yapılan bir müdahaleydi ve cezasız kaldı.
Şimdi soru şu; Guti'yi yahut diğer oynamaya çalışan yıldız futbolcuları kim sakatlıyor? Misalen; Egemen Korkmaz'ın lisansını yırtsak sorun çözülür mü? Yoksa yerine gelen stoper mevcut düzen devam ettiği için kısa sürede Egemen Korkmaz, İsmail Güldüren modeline evrilir mi?
Guti'yi sakatlayan ve dahi sakatlayacak olan rakip stoperler değildir, türk hakemlerinin uygulamalarıdır. Türk hakemleri diyorum zira Fifa kuralları ile Türkiye'de maç yönetilmiyor. Erman Toroğlu'nun gözüyle yorumlanan ve şekillenen süper lig, eski bir stoperin bakış açısına göre şekillenmiş oldu ve bu durumdan kurtulmak mümkün olmuyor. Erkek oyunu, öyle faul olmaz gibi yaklaşımlarla hücum oyuncusuna yönelik sertlik sınır tanımayan bir noktaya getirildi. Fifa, arkadan hareket kırmızı ya da en az sarı kart ile cezalandırılır diyor, aynı faulu birden fazla yapmak cezalandırılır diyor, topla oynama gayesi olmadan direkt rakibe yapılan hareketler cezalandırılır diyor. Bizim hakemlerimiz bunları kural kitabına göre uygulamıyor. Trabzonspor-Beşiktaş maçının ilk on dakikasında karşılıklı birer sarı kart çıkartılsaydı, maç boyunca sertlik devam etmezdi, edemezdi.
Hal böyleyken görevi rakip hücum oyuncularını durdurmak olan stoperler hakemin izin verdiği ölçüde sertlik yapmaktan çekinmiyor. Oynatalım Uğur'cum faslının yan etkileri devam ediyor. Rakibe kasıtlı giren stopere kural kitabında yazdığı gibi ceza verilse stoper de farklı şekilde savunma yapmaya başlamak zorundadır.
Türkiye liginin sert ve mücadeleci olduğu koskosa bir yalandır. Türkiye ligi, stoperlerin cennetidir. Sertlik topa değil adama yapılır ve cezasız kalır. Bütün ülkede topu oyuna sokabilen tek bir stoper olmaması da apaçık bir göstergedir zira altyapılarda stoperlerin nasıl adam durdurduğuna bakılır ve daha çok sert olan daha yukarı çıkar. Oynamayı bilmesi önemsenmez, rakibi bir şekilde durdursun yeter.
Guti, futbolu seven herkesin izlemekten keyif aldığı bir futbolcu ve bu maçta aldığı darbeleri almaya devam ederse daha çok sakatlanacak. ihaleyi bir iki stopere bırakmaz yersiz olur. Futbol yayınlarından para kazanan Lig TV'nin görevi, ofsayt-penaltı gibi anlık pozisyonlar yerine hakemlerin genel politikasını eleştirmektir. Guti oynadığı sürece abone sayısı artar.